Tireli Hasan Usta, 64 yıl boyunca sürdürdüğü zanaatkarlığı ile sadece bir usta değil, aynı zamanda bir sanatçıdır. İzmir’in Tire ilçesinde doğup büyüyen ve çocuk yaştan itibaren marangozluk mesleğine adım atan Hasan Usta, o günden bu yana el emeği ile yaptığı ürünleriyle tanınıyor. Geleneksel sanatların nadir örneklerinden birini yaşatan Hasan Usta, “Elle yapan başka usta yok” diyerek mesleğinin önemini vurguluyor. Bu haberimizde, Tireli Hasan Usta'nın zanaatkarlık serüvenine ve mesleğe olan tutkusuna yakından bakacağız.
Hasan Usta, marangozluk sanatına henüz 8 yaşında başlamış. İlk çıraklık döneminde babasının yanında başladığı meslek hayatı, zamanla kendine özgü bir zanaat geliştirmesine olanak tanımış. Ailesinin marangozluk geleneğine sırtını dayayan Hasan Usta, çocukluk hayallerini gerçekleştirmede baba ocağının katkısını her zaman başarısının temel taşları arasında sayıyor. “Baba mesleği, bana sanatın kapılarını açtı. Ben de bu kapıdan girmeyi ve bunu sürdürmeyi görev bildim” diyor.
64 yıldır süregelen bu serüvende, yaptığı çeşitli objelerle adından söz ettiren Hasan Usta, bugün bile yarattığı ürünlerin arkasında durarak, zanaatkarlığın kıymetini anlatıyor. Modernleşmenin ve seri üretimin yaygınlaştığı dönemde, el yapımı ürünlerin benzersizliği ve önemi daha belirgin bir hale geldi. Hasan Usta, “Hızlı yaşam tarzı, sanatın değerini yok ediyor. Ama ben, yaptığım her ürünle bu mirası yaşatmak için buradayım. Bir ustalık sanatı, özveri ve sevgiyle yapılmalıdır” sözleriyle bu bakış açısını net bir şekilde ifade ediyor.
Aynı zamanda, Tireli Hasan Usta’nın dükkanında, yeni nesil marangoz adaylarına staj imkanı sunduğunu da belirtmek gerekir. Usta-çırak ilişkisinin önemine değinen Hasan Usta, “Yeni nesillerin bu sanatı öğrenmesi için elimden geleni yapıyorum. gençlerin ilgisi, bu mesleğin geleceği açısından büyük bir umut taşıyor,” diyor. Gençlere ilham veren Hasan Usta, el emeğinin ve ustalığın değerini anlatmaya bir sonraki kuşağı hazırlamak için sıkı bir şekilde çalışmakta.
Bununla birlikte, Hasan Usta’nın elinden çıkan ürünler sadece işlevsellikleriyle değil, aynı zamanda estetik dokularıyla da dikkat çekiyor. Yüzyıllardır kullanılan geleneksel teknikleri modern çizgilerle harmanlayarak ortaya koyduğu eserler, sadece yerel alanda değil, ulusal ve uluslararası platformda da büyük beğeni topluyor. Özenle işlenmiş ahşap mobilyalar, dekoratif objeler ve el yapımı ürünler, Hasan Usta’nın sanatının somut örnekleri olarak karşımıza çıkıyor.
Son dönemde artan yerel ve online pazarlama talepleri doğrultusunda, Tireli Hasan Usta’nın eserleri sosyal medya üzerinden de tanıtılmakta. Sosyal medya hesaplarını aktif olarak kullanan Hasan Usta, kendi zanaatını daha geniş kitlelere tanıtmaktan oldukça mutluluk duyuyor. Bu yönüyle, sadece yerel bir usta olmanın ötesine geçerek, dünya genelinde el yapımı ürünlerin önemini vurgulamakta ve bu alanda farkındalık yaratmaktadır.
Hasan Usta’nın hayat hikayesi ve ustalığı, sadece bir meslekten öteye geçiyor. Onun hikayesi, tutku, emek ve özveri ile dolu bir yolculuğun ifadesidir. “Ustalık, yalnızca işin iyi yapılması değildir. Aynı zamanda, zevki, sevgiyi ve hayatı işine katmaktır” diyen Hasan Usta, hayalini kurduğu zanaatkarlık dünyasında içsel bir yolculuğa çıkmış durumda. Her bir ahşap parçasına gönlünü koyarak çalışmakta ve her gün yeni bir şeyler öğrenmenin heyecanını yaşamaktadır.
Sonuç olarak, Tireli Hasan Usta, 64 yıllık mesleki tecrübesiyle iki nesil arasında köprü oluşturarak, sanatı yaşatmaya ve gelecek nesillere aktarmaya kararlıdır. Hediyelik eşyalardan büyük mobilyalara kadar geniş bir yelpazede eserler veren usta, zanaatkarlığın değerini bir kez daha gözler önüne seriyor. Bu bağlamda, Hasan Usta’nın hayat hikayesi, el yapımı ürünlerin önemini ve zanaatın değerini anlamak açısından oldukça öğretici ve ilham verici bir örnek teşkil ediyor.