Son yıllarda Türkiye'de FETÖ ile bağlantılı dolandırıcılık vakaları artış göstermeye başladı. Bu bağlamda çıkarılan yalanlar, birçok kişi ve kurumu mağdur ederek ciddi maddi kayıplara yol açtı. FETÖ'nün terör örgütü olarak tanınmasının ardından ise bu tür dolandırıcılık faaliyetleri, mevcut yasal akışın da avantajıyla daha da yaygın hale geldi. Gerçeklerle yüzleşme zamanı geldi ve dolandırıcılığın nasıl işlediği konusunda daha fazla bilgi edinmek önem kazanıyor.
FETÖ, Türkiye'de kamuoyunu manipüle etmek için kullandığı stratejilerle dikkat çekmiş bir yapıdır. Son dönemde, bu yapıdan beslenen bazı gruplar itibariyle, “FETÖ ile bağlantılı kişilere, yapıların içerisine sızmış kişilere” yönelik çeşitli dolandırıcılık senaryoları geliştirildi. Dolandırıcılar, sahte bir kimlik ve çeşitli belgelerle mağdurlarını ikna ederek büyük miktarda para toplamaya kalkışmaktadır. İddialar genellikle, “benimle işbirliği yaparsanız FETÖ'nün hedefi olmaktan kurtulursunuz” şeklinde şekillenmiştir.
Aynı zamanda, dolandırıcılar mağdurlarına FETÖ soruşturmalarının olduğunu belirterek, bu durumu fırsata çevirmektedir. “Bizimle işbirliği yapın, her şey yoluna girecek” diyerek dolandırdıkları bireyleri bulup, hesaplarına yönlendirmekte ve büyük meblağlarda para aktarmalarını sağlamaktadırlar. Bu şantaj ve manipülasyon dolayısıyla birçok kişi kendisini dolandırıcıların oyunu içinde bulmakta ve tüm tasarruflarını kaybetmektedir.
Dolandırıcılık faaliyetlerinin nasıl işlediğine dair örnekler de dikkat çekiyor. Çoğu zaman kurbanlar, dolandırıcılarla telefon veya sosyal medya aracılığıyla iletişime geçiyorlar. Dolandırıcılar, “üst düzey yetkililerle bağlantım var” diyerek, kişilerin özgüvenini artırmaya çalışmakta ve onları ikna etmeye yönlendirmektedir. Yüz yüze görüşmelerde ise daha fazla güven vermek için sahte belgelerle dolandırıcılığını amacına ulaştırmakta. İddia edilen üst düzey yetkililerin varlığı sayesinde kurbanlar, dolandırıcılara itimat edebiliyor.
Bunların yanı sıra, dolandırıcılar sık sık sosyal medya platformlarında da sahte hesaplar açarak, FETÖ'ye dair her türlü asılsız bilgiyi yaymaya çalışmakta. “FETÖ ile mücadelede bana destek olun, yoksa başınız belaya girecek” gibi söylemlerle kurbanlarını korkutarak, dolandırıcılık faaliyetlerini gerçekleştirmektedirler. Bu noktada direkt olarak para talep etmeseler bile, korku ve endişe ortamı oluşturmak önemli bir strateji olarak kullanılmaktadır.
Çoğu zaman dolandırıcılık, “yatırım fırsatları” adı altında gerçekleşiyor. Mağdurlara hiçbir riski olmayan, yüksek kazançlar sağlayacağı vaat edilen sahte yatırımlar sunmakta. Bu gibi fırsatların başında ise gayrimenkul yatırımları, forex işlemleri veya kripto para gibi yüksek getirili ancak riski fazla alanlar geliyor. İnsanlar, FETÖ ile mücadeleye destek verdiklerini düşünerek, dolandırıcılara yönelirken, aslında büyük bir bataklığa girmekte olduklarını anlamıyorlar. Kaybedilen milyonlarca lira, bu tür dolandırıcılıklar aracılığıyla yapılan akıl oyunlarının bir sonucudur.
Sonuç olarak, FETÖ temalı dolandırıcılık vakalarına karşı toplumun bilinçlenmesi şart. İnsanların bu tür tuzaklara düşmemeleri için dikkatli olmaları gerekir. Sosyal medyada tanıdık veya tanımadıkları kişilerle sorgusuz sualsiz işbirliği yapmak, her zaman riskli sonuçlar doğurabiliyor. Hükümet yetkililerinin ve ilgili kurumların bu bağlamda toplumda farkındalık yaratacak projelere ihtiyacı var. FETÖ adıyla dolandırıcıların zarar vermesini önleyen çeşitli platformların oluşturulması gerekmektedir.
Unutulmamalıdır ki; bu süreçte bireylerin dikkatli olması, doğru bilgi alması ve dolandırıcılara karşı tedbirli yaklaşması gerekmektedir. Bu şekilde, dolandırıcılıkla mücadelede önemli bir adım atılmış olacağı açıktır. Milyonlarca lira kaybının önüne geçmek için bilgi paylaşımı, farkındalık çalışmaları ve güvenilir kaynaklardan bilgi edinme oldukça önemlidir. Herkesin üzerine düşeni yapması ve bu konuda duyarlı olması, dolandırıcılıkla mücadelenin temel taşlarını oluşturacaktır.